2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi '100. Yılında EEG'

100. YILINDA EEG NEDEN HALA ÖNEMLİ?

Elektroensefalografi (EEG) ile ilgili ilk kayıtların Alman psikiyatrist Dr. Hans Berger tarafından ilk olarak 1924’de elde edilmesinin üzerinden yüzyıl geçmiş bulunuyor. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın başlarına kadar geçen bir asırlık zamanın genel olarak bilimde ve tıpta özellikle de nörobilimde çok hızlı ve kapsamlı yeniliklerin oluştuğu bir dönem olduğu hatırlandığında, bu tür bir dönemde bir tanı yönteminin keşfinin üzerinden yüz yıllık bir süre geçmesine rağmen, öneminden ve kullanım sıklığından bir şey kaybetmemesi oldukça dikkati çeken ve nedenleri üzerinde durulmayı hakeden bir olgu. Açılış konuşmamda da üzerinde duracağım bu noktaya yakından bakıldığında, EEG’nin bu konumunun hiç de sürpriz olmadığı anlaşılıyor. Zira Berger tarafından ilk kayıtlarının 20.yüzyıl başlarında yapıldığı yirminci yüzyıl başlarına gelene kadar 16. yüzyılın sonlarından başlamak üzere biyoloji, elektrik, anatomi ve fizyoloji alanlarında yaşanılan bilimsel devrimler EEG’nin keşfini mantıklı ve beklenen bir gelişme haline getirmiş. Bu açıdan bakıldığında, bir yandan Hans Berger’in bilimsel zemininin ne kadar güçlü olduğunu anlıyor diğer yandan da EEG’nin hala kullanılıyor olmasını bilimsel temellerinin güçlü olmasıyla açıklıyoruz. Üsküdar Üniversitesi bu sempozyum nedeniyle bilime nasıl baktığını net biçimde ortaya koyuyor. Bu vesileyle, sempozyum fikrini gündeme getiren ve organizasyon aşamasında değerli yardımlarını gördüğümüz Kurucu Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a nörobilimciler olarak teşekkür borçluyuz.

Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı